Dolar 32,5193
Euro 34,8902
Altın 2.441,68
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20 °C
Az Bulutlu

Evlilik ve Aşk

Evlilik ve Aşk

Evlilik ve Aşk

Evlilik aşkı öldürür diye bir deyim vardır.Sırf bu yüzden bir çok insanlar evlenmekten kaçınırlar.Bazı zamanlarda bu doğrudur.Bir çok insan sevgiliyken ayrılmamak için kendilerini romantik gösterebiliyor .Evlenince her şey biter ve evlilik hayatı manasız bir zorunluluk haline dönüşür.Oysa evliliğin aşkı öldürmemesi için basit ama etkili yollar var. Peki ciftler neden kavga eder?Bunların sebepleri nelerdir? Acıbadem Ankara Hastanesi’nden Psikolog Bülent Baykal, 14 Şubat Sevgililer Günü kapsamında çiftler arasında en sık yaşanan kavgaları sıraladı, çok önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Psikolog Bülent Baykal “Zedelenmiş ilişkiler insanda anksiyete ve stres yaratarak huzursuzluk verir, kendinizi huzursuz, gergin, mutsuz, düşük enerjili, üzgün, kırgın, öfkeli hissedersiniz. Hepimiz zaman zaman eşimiz-sevgilimiz ile belli konularda çatışma yaşarız. Bu son derece normal ve ilişkilerde bence olması gereken bir durumdur. Çatışma yaşamamak değil de, nasıl çözeceğini bilmek çok önemlidir” diyor.
Evli olmayan kişilerin de bir süre sonra benzer kavgaların içerisinde olmasının kaçınılmaz olacağını belirten Psikolog o kavgaları çözüm yollarıyla birlikte bakın nasıl anlatıyor?
Bugün ya da bu gece ne yapacağız!
Değişmeyi kabul etmiyorsun!
Patron kim?
Parayı nasıl harcıyorsun!
Valla bilmiyorum!
İyi ebeveynlik yapmıyorsun
Annene-babana tahammül edemiyorum!
Eskisi gibi değil
Basit bir şey gibi geliyor ama birçok çift eğlenmek için ne yapacağını ayarlamakta güçlük çekiyor. Siz evde oturup romantik bir film seyretmek istersiniz, eşiniz de sizi alıp dışarıya çıkıp arkadaşlarıyla eğlenmek isteyebilir. Birisi doğa yürüyüşlerinden hoşlanırken diğeri brunchta oturup sohbet etmeyi sevebilir. Bu eğlenme ve vakit geçirme yöntemlerindeki farklılık çiftler arasında hayal kırıklığı ve bazen kızgınlık, öfke yaratmaktadır. İsteklere, uzlaşma yollarını arayarak ve zaman zaman taviz vererek orta yolu bulmanız gerekmekte.
İlişkiler başladığında her iki taraf da karşısındakinin kendisine göre iyi, olumlu ve olumsuz yönlerini bilinçli veya bilinçsiz olarak tartar. Eğer olumlu taraflar ağır basarsa, ilişki başlar ve yürür. Bazen iki tarafın da aklında olumsuz olarak gördüğü özellikleri zamanla değiştirebileceği ile ilgili bir düşünce olur. Bunu gerçekleştirmek için çaba gösterir ve bazen de ilişkiyi yıpratıcı emir ve suçlayıcı söylemler havada uçuşur. Aklınızda olsun. Hiç kimseyi değiştiremezsiniz. İlk başta iyi ve kötü yönleriyle kabul ettiğiniz bir kişiyi değiştirme çabaları, ilişkinin sona ermesine bile neden olabilir. Her insanın kişiliği esnektir. Şartlara ve o anki ruh haline göre, sabit olmayan düşünce biçimleri uzun vadede değişir. Sabredin ve kabullenmeyi, uyumlu davranmayı deneyin.

Bazı ilişkilerde bazen bir taraf sanki karşı tarafın “annesi” veya “babası” gibi davranmaya başlıyor. İlişkilerin iki eşit insan arasında olması gerektiği gerçeğini unutarak veya bilinçaltı süreçlerin ortaya çıkmasıyla bir taraf dominant ve hükmedici olabiliyor. Bu durum tabi ki muhatap olan tarafın gerilmesine, baskı altında hissetmesine, kızmasına, isyan etmesine, huzursuz olmasına yol açıyor. Eşinize-sevgilinize; ”dur, onu giyme, üşütürsün”; “saat 8’de eve gelsen iyi olur”; “İşyeri arkadaşlarınla dışarı çıkmayacaksın” gibi emir ve kontrol cümleleriyle yaklaşırsanız baskıyı hisseden kişi karşılığını verecek ve güzel bir çatışmanız olacaktır. Ne yapmalı. Eşit insanlarız, tabi ki karşımızdaki kişinin iyiliğini ve onu korumayı istemekteyiz. Bunu, karşımızdakine, güvenerek, eşit olduğunu hatırlayarak, onun da düşünceleri ve aklı olduğunun farkına vararak yaklaşabiliriz. Böylece çatışmalar ve kırgınlıklar azalır.

Parayı harcama ile ilgili kavga etmek normaldir. İnsanlar para ile ilişkilerinde farklı tutumlarla ve düşüncelerle yetiştirilmişlerdir. Bazı durumlarda erkek, paranın kontrolünün çoğunun kendinde olmasını isterken, eşi eşit bir harcamayı düşünebilir. Bu konuda orta yolu bulmak için oturup konuşmak ve bir anlaşmaya varmak gerekir.

İlişkilerde her gün sürekli küçük veya büyük kararlar veriyoruz. Bazen “bu akşam nereye gidelim” veya “yemekte ne yiyelim” gibi basit ve normal karar sorularına “bilmiyorum”,”sen bilirsin” gibi cevaplar sürekli geliyorsa, basit ve kaygı yaratmayacak gibi görünse de karşı tarafta bir belirsizlik ve öfke yaratır. Kararsızlık sürekli ise hemen kavgaya yol açabilir. Kararsız taraf her zaman güvenilir olmayan ve daha büyük kararları veremeyecek zayıf bir kişi olarak etiketlenerek saygı gösterilmede azalma yaşar.
Evliliklerde çocuk doğduktan sonra kaçınılmaz olarak kavgalar ortaya çıkar. Evdeki statüko değişmiştir. Adaptasyon için sürece ihtiyaç vardır. Çatışmalar sürer. Bazen çocuk yetiştirmeyle ilgili kavgalar çok uzun sürerek hem ilişkiyi hem de çocuğu olumsuz etkiler. Bu konuda karşılıklı konuşarak, bir ortak sistem bularak, birinin ak dediğine diğerinin kara demesini engelleyerek kavgaların sayısını ve şiddetini en aza indirgemek gerekir.
Bu toplumuzda birçok şakaya da konu olmuş normal ve ciddi bir konudur. Bazen kayınvalidelerin bir ilişkiyi bozdukları, yıprattıkları, insanları mutsuz ettikleri, huzursuz ettikleri görülür. Tabi ki kayınvalideler bu çatışmada yalnız değildirler. Karşılarındaki kişilerin tavırları da bir o kadar kasıtlı ve acımasız olabilir. İlişkilerin ilk zamanlarında normal olan, kişilik farkından dolayı, üçüncü şahıslarla ilgili çatışmaların çıkmasını bekleriz. Uzun vadede kendi iç işlerine çok karıştırmadan, karşılıklı suçlamaya veya savunmaya geçmeden herkesi duruma adapte ederek yaklaşıldığında, bu kavgaların azaldığını görmekteyiz. Daha evvel bahsettiğim gibi burada da eşlerin düzgün, öfkesiz ve gerçekçi iletişimleri olayları yumuşatacak, sorunların büyümesini önleyecektir.
İlişkiler ilerlediğinde karşımızdakine olan düşüncelerimiz, sevgimiz değişmese de davranışlarımız ve ilgimiz değişebilir. Kanıksarız, eskiden yaptığımız jestleri, ilgiyi göstermeyiz. Karşımızdaki kişi bunu ilişkide bir problem olduğu şeklinde yorumlarsa işler kötü demektir. Evet, bazen” sen artık eskisi gibi ilgi göstermiyorsun, sevmiyorsun” benzeri bir tepkiyle karşılaşınca, duygularımızda bir değişiklik olmadığı için haksızlığa uğradığımızı düşünür ve karşı tarafa öfkeleniriz. Kavga çıkar. Kalp kırıklığı, üzüntüler, mutsuzluklar devreye girer. Burada sakin bir şekilde durumu açıklayıp bazı şeylerin artık daha az gerçekleşmesinin sevgi ve ilgi eksikliği değil, alışkanlıkla ilgili bir durum olduğunu belirtirsek çatışmaların frekansı düşecektir.

Kavga konusu her ne olursa olsun,çiftler arasında saygı ve sevgi varsa evlilik aşkı öldürmez ve  kavgalar hemen hall olur.Önemli olan bir birinize karşı saygıyı kayb etmeyin ve asla aile işlerinize üçüncü şahısı dahil etmeyin.Bu iki şey yolunda olursa çiftler arasında hiç bir sorun aşılmaz değildir.

Güzellik
Web Tasarım ve Yazılım Uzmanı
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.